5 Kasım 2020 Perşembe

KENDİME ARMAĞAN


Bu yazıyı sana armağan ediyorum fza. Yazmanı seviyorum. Okumanı seviyorum.  Hayal etmeni çizmeni boyamanı... 
Her ne kadar sen bundan çekinsen de kendin olmanı seviyorum. Çocukken büyüktün. Büyüdün hâlâ çocuksun bazen. Her ne kadar bundan şikâyetçi olsa da bazı yetişkinler, ben senin destekçinim. Saf niyetini bozmadan iyi kalmak güçlü kalmak kendini yetiştirmek istiyorsun. 
Çocukken büyüktün dedim, derler ya insan büyüdükçe yalnızlaşır. Sen çocukken büyüdün. Çocuklar değildi arkadaşın. Koca koca yetişkinlerin yazdığı kitaplardı dostların. Bir sonraki bölümünü merak ettiğin dizi okuduğun romanın sondan bir önceki bölümüydü. Hayatı kitaplardan tanıdın. İnsanlardan kaçtın her fırsatta. Belki hissettin ta o zamandan... Büyüdükçe fark etmeye başladın yalnızlığın kara dumanlarını. Nefes almak isterken merak ettin gerçek dünyayı. Gerçek insanları. Yazıyordun da hep, konuşmak nasıldır merak ettin. Oturuyordun da hep kitap defter başında, yolda yürümek nasıldır sokaklarda kaybolmadan gezmek nasıl, bir toplu taşıma aracında insanlarla iç içe yolculuk yapmak nasıldır merak ettin. Kitaplarda her şey yazmıyordu. Günler boyunca her çıktığında kayboldun sokaklarda. Utana sıkıla aradın birilerini sana yol göstersin diye. Pes etmedin yürüdün. Öğrendin eve giden bütün yolları. Haftalar boyunca için gitse de selam veremedin kimseye. Nasıl konuşulur insanlarla bilemedin. Çocuklar kurtardı seni :) Sen onlara büyükler gibi bilmeyi öğretirken onlar da sana çocuklar gibi gülüp eğlenmeyi öğretti. Hatta bir tanesi, yetişkinleri umursamamayı!.. Yazdın. Hep yazdın. Hep içini yazdın. Kendine karşı dürüstlüğünü seviyorum. Sonra merak ettin bir başkasını. Farkettin ki gözlerinde yaşıyor insanlar içindekini. İnsanlar bakışlarına hapsolmuş. İçinde kalanları var insanların. Yazdıkların gibi anlatılamayan, kimsenin bakmak aklına gelmediği... Keşke biraz daha cesur olsan ve onları da yazsan... Zamanı var anlıyorum. 
Neyse gitmek istedin. Kaçmak istedin de neyden? Kendinden. Neydi kendinle alıp veremediğin? Vardığını sandığın her yerden kovdun kendi kendini. Hep bir bahanen vardı. Yalandı her biri. Tutunamıyordun. Yalan geliyordu her mekan her gündüz. Sen geceye saklanıyordun. Evin senin gece. Yıldızca parlayan gecelerini de seviyorum. Her ne kadar siyahsan da, olsun.
Tek başınayken hür kuşlar gibisin. Bazen zihninde tutsak ettiğin birilerine hayali kelepçesin. Bazen mahkûm gömleğinin içinde yaralarını sayan perişansın. Bazen acımadı kii modunda haylazsın. 
Neyse gittin yine bir firaklara. Kayseri. İlk defa tramvay gördün. Sarı çizgiyi aştın bilmeziye. Kılpayı kurtuldun. Savrulup düştün yere ciddi ciddi, daha vardığın ilk saatlerde. Büyük şehir. Çok insan. Tek başına sen. Hür kuş çakılmış yere. Pes etmedin. Kimseyi beklemedin seni kaldırsın diye. Kalktın ve yürüdün. Tramvay duraklarıydı artık mekânın her kafana estiğinde uğrak yerin. Gözlerinde insan bulmayı arzu ettiğin her cinsten insanlar gelip geçiyordu saat başı ordan. 
Üniversiteye devlet yurduna ne demeli? Kuş kaldırdı başını ve gökyüzüne baktı. İlk defa kar gördün. Karları temizlenmiş düz yoldan gitmek de neymiş! Illa karlara basarak gittin okula. Yavaşlatıyordu seni üşütüyordu alışık değildin ama olsun, ağaçların dallarına sarılıyordun zıplayıp kar yağdırıyordun yeniden başına zorla. Beyaz... İçinin tam tersiydi. Umursamadan ağzın kulaklarında şarkılar söyledin kestirme patikadan yürürken. Yolun sağındaki parkta kar topu yapan çocuklar bakıyordu sana. Sen açmış kollarını karla dans ede ede şarkılar söylüyordun. Çekiniyordun yurttaki arkadaşlarının yanında bu yüzünü göstermeye. Büyüktün. Yakıştırmazlardı.  Çocuk olmak küçültür müydü sanki seni? Hangi çocuk küçüktür ki? Baktın, arkadaşların senden daha çocuk! Hayatın, senin yabancısı olduğun taraflarına aşinalar. Senden daha çok şey biliyorlar. Bilmek mi büyük yapıyor insanı sahi? Neyse, Alıştın. Arkadaşlığı öğrettiler sana. Konuşmayı öğrettiler. Gezmeyi öğrettiler. Adres bulmayı öğrettiler. En iyisi de bu oldu. Artık biletin elindeydi. Kütüphaneler, konferanslar, fuarlar, sanat kursları, yazarlık okulu, muhabbet meclisleri, parklar bahçeler... Hatta tam beş tane de başka şehir gezdin! Ne cesaret! Kuş kanatlandı. 
Çok değiştin. Artık gitmek değil kalmak istedin. Artık ayağa kalkmak istedin. Sessiz uçtun. Kimsenin ruhu duymadan. Kâh indin keyfince, düştün sandılar. Kâh çıktın, inmez sandılar. Pes etmedin fza. Pes etmeyişini seviyorum. 
Gülümsetti seni, sessizsin diye bir şey bilmez tembel sananların gerçek seni bu kadar uzak mesafeden görünce meğer çalışkanmış der gibi şaşkınlıkları... Ağlattı seni, öğrendikçe ne kadar da az bildiğini görmek. Ama heyecanlandırdı da aynı zamanda. Öğrenecek ne çok şey var! Tadını çıkarmanı seviyorum fza. Sınıfta kalsan umrunda olamyacak neredeyse. İnsanları görmek dinlemek onlara gücün kadar el uzatmak, elli barajını geçmekten daha fazla zevk veriyor sana. Bunu duyan olsaydı ne demezlerdi sana (!) Bu aramızda kalsın. Okulunu başarıyla bitirip maaşını almanı bekliyor dört gözle insanlar. Kitabını bastıracaksan artık bastırmanı ve yazar olmanı... Başarmanı! Beklesinler madem. Öyle ya da böyle biter okul. Öyle ya da böyle eğitimciliğini yaparsın sen. Ama öyle hızlı geçiyor ki zaman...
Sen doğru olanı yapıyorsun fza. Tadını çıkarmaya devam et. Onlar başarını alacağın puanla parayla ölçüp değerini ünlülük oranınla ölçecekse de ölçsünler. Sen oku. Yaz. Yaşa. Öl vaden yetince. Ama kendin olarak... 
Fza, şimdi çocuk musun büyüdün mü bilmiyorum. Artık çekinmeni istemiyorum. Artık sen kovma kendini. Onlar seni kovana kadar da hiçbir yere gitme. Hatta ne yap biliyor musun, onlar seni kapıdan kovsa sen bacadan gir. Olmak istediğin yerde ol fza. Tek başınalıktan geldin unutma. Vursa da öldüremez hiçbiri. Ancak Allah! Başkası değil. Fza, iyi olsan da olmasan da önemi yok acizsen de güçlüysen de, ağlasan da gülsen de, yakıp yıksan da yapıp imar etsen de değişmez! Düşe kalka değil mi herkesin de hayatı? Doğa öle yok mu insan bu dünyadan öbür dünyaya? Ölmeden önce öl ve sonsuzluğu yaşa fza. Allah seni Kendine cc hakiki kul, peygamberime sav hakiki ümmet, Sultanıma ks hakiki sofi etsin. Hocalarına ana babana layık etsin. 
Bırak giden gitsin kalan sağlar bizimdir. 
Hürriyetin resmini çiz!
Boya kanınla gerekirse.
Yıldız gecende amade.
Başarı ne Allah aşkına? 
Peygamberimin başarısı, Ecdadımın, Sultanların başarısı?... 
Para kimin başarısı takipçi kimin başarısı evlat?!
Hangi vatanın evladısın sen?
Onları bilmem de ben seni iyi bilirim fza. 
Sen bu vatanın evladısın. 
Sana güveniyorum. 
Başarıyorsun.
İnanıyorum.
.
FZA'DAN FZA'YA
ARMAĞAN


Bu resmi senin için çizdim. 

Görmek istiyorsan terk etme kendi gözlerini.

2 yorum:

YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN

DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)

İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...