3 Kasım 2020 Salı

KARMAŞIK BİRAZ

Bugün içim bir garip. Öyle karmaşık duygular içindeyim. Hüzünlenip karamsar şiirler yazsam kulağımda müzik, içimdeki huzur ve tatlı bir his buna izin vermiyor. Neşelenip gülmek istesem İzmir geliyor gözlerimin önüne. Anasını babasını evladını beton yığınlarının altında bırakmak zorunda kalan insanlar geliyor aklıma. Kulaklarım kabul etmiyor mutlu şarkıları. "Ben çok korkuyorum abi" diyen çocuğun masum sesi yankılanıyor kafamın içinde. Ağlamak istesem neye yarayacak? Birkaç avuç dua gönderiyorum okşarcasına saçlarına Ayda'nın, Elif'in... Birkaç avuç gözyaşım mı söndürecek ocaklara düşmüş ateşini evlerin? Düşmek için yalvarsa da tutuyorum buğusunu gözlerimin damlatmıyorum. Önümde defterim kalemim. Yarına yetiştirmem gereken derslerim... Dertlerim geliyor içime. Ne kadar da küçük görünüyorlar şimdi. Büyüyorum biraz daha. Yavaşça ifadesini kaybediyor suratım. Aynaya baktım da demin, çok mu soğuk ve ciddi görünüyor yüzüm? Geçen derslerden birinde konuştuklarımı hatırladım. Çok mu çocuğum halâ? "Umrumda değil artık hiçbir şey" deyip kaçasım geliyor ama yapamıyorum. Gidemiyorum artık. Çünkü kalmak istiyorum. Kalmak ve bir şeyleri değiştirmek istiyorum. Hem kendim için hem de en azından benim gibi olan insanlar için... Kendimi kendilerinin yerine koyup kimse bilmeden yarasıyla kanadığım insanlar için... 
Yazmak istiyorum. Fza yazar olacakmış. Derdim ne benim? Dokunmak. Karanlığa gömülmüş yıldızlara ulaşabilmek. İçimizde kalanlar onlar. Karanlıktalar içimizdeyken. Işık tutacağım zifiri gölgelerimize. Korkutamayacaklar artık bizi çünkü parlayacağız yıldızlar gibi ve ayları parlatacağız güneş gibi. Dünya gibi bazen geceye bazen gündüze dönecek hâlimiz yine. Ama pes etmeyeceğiz ve semâya duracağız ilâhi aşk ve muhabbetle. Duracağız bir gün evet, küçük kıyametimiz kopacak bizim de. Öleceğiz. O vakit... Bilmiyorum. O vakit hesabını verebilecek miyim kalbimin karalarının? Nefsimin düştüğüm tuzaklarının hesabını verebilecek miyim? Ümit etmeye yüzüm var mı? Ümit kesmeye mecalim var mı? 
Karmaşığım biraz. Dedim ya... 
İzmir!
Derslerim!
Yazma arzum!
Günahlarım!
Dertlerim!
Tövbe arzum!
Hayallerim...
.
FATMA ZEHRA AKYIGIT 
FZA


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN

DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)

İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...