29 Kasım 2020 Pazar

AKLIN GİZLİ YOLU

 


Nu’man b. Beşir’den rivayet edildiğine göre Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: “Dikkat edin! Vücutta öyle bir et parçası vardır ki, o iyi/doğru/düzgün olursa bütün vücut iyi/doğru/düzgün olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Dikkat edin! O, kalptir.” (Buharî, İman, 39)”

Kalp deyince akla ilk önce sevgi geliyor. Sevgi deyince kimi, neyi?... 

Küçüklüğümde aklıma şöyle bir şey takılmıştı, kimseye soramadım bugüne dek, kafamızın içindeki ses mi aklımız, yoksa kalbimizdeki düşünceler mi? Bir şeyin iyi doğru güzel olup olmadığına hangisiyle karar veriyoruz? Kötü yanlış çirkin bir iş yaptığımızı hangisiyle biliyor ve hangisiyle bunlardan uzak durmayı istiyoruz? 

Okula başladıktan sonra bu sorum şekil değiştirdi. Çünkü yetişkinler kafamı karıştırmaya başlamıştı. Hiç sesimi çıkarmadan bir kenarda uslu uslu oturup büyüklere ayak dolaşığı olmadığımda onların sözünü kesip merak ettiğim (cevabını büyüyünce öğreneceğim) sorular sormadıgımda "akıllı" olduğumu söylüyorlardı. Tam dört defa anlatmasına rağmen, bir matematik probleminin nasıl çözüleceğini anlayamadığımda öğretmenim "akılsız" olduğumu söylemişti. 

Ortaokula geçtiğimde artık bu yetişkinlerin bildiklerini nereden öğrendiklerini keşfetmiştim. Abiler ve ablalar anne ve babalarından, anne ve babalar hocalarından, hocalar da kitaplardan... Kitaplar! Bizim evimiz bir kitap cennetiydi. Ben de bilmek istiyordum ve kitaplıktaki kalın bir kitabı seçip okumaya başlamıştım. Gazali. Kalplerin keşfi. Sonra bir başka kitap sonra bir başkası... Bir tanesinde şöyle okudum "akıl ile kalp arasında gizli bir yol vardır". Yürümek istedim. 

Örgün eğitimi bırakıp açıktan okumaya başladığımda çevremdeki bazı insanların "akılsız" olduğumdan şüphesi kalmamıştı. Fakat ben artık akıllı olmanın sırf bilmekle olmadığını tecrübe etmeye başlamıştım. Bazı şeylerin kötü yanlış çirkin olduğunu bilsem de onlara meyl ediyordum. Bütün insanlarda nefs diye bir şey varmış, onu öğrendim. Günahın kalp kararttığını ve ondan kurtulmanın sadece yetişkin vaazı dinlemekle mümkün olamadığını gördüm. Hatırladım "akılla kalp arasındaki gizli yolu". Attığım ilk adım şu oldu, her şeyi bildiğine gördüğüne inandığım şah damarımdan daha yakınımda olana, Allah'a mektup yazmak... Günlük defterimde Allah cc ile dertleşmeye başladım. Yetişkinlere soramadığım her soruyu O'na cc sordum. Her sorumun cevabını imanda buldum. 

Biraz daha büyüyüp tekrar örgün eğitime başladığımda ki bu ikinci üniversite hayatım oluyor, yeni bir soru takıldı aklıma. Soramadım yetişkinlere çünkü benim de artık yetişkin sınıfına dahil olduğumu söylediler. Yetişkinler her şeyi bilir sanırdım. Bilemedim. Kendime cevabını veremedim sorumun. Okudum. Daha fazla okudum... Niyette buldum cevabı. "Allah cc için" ise niyetim, her işim gerçekten de önünde sonunda iyi doğru güzel oluyordu. Niyetim kalbimden doğup aklımla yükseliyor imanımla sükûnete eriyordu. Sevmiştim bunu ama bir taraftan da nefsim mütemadiyen aklıma ve kalbime çelme takıp beni düşürüyordu. Düştüğümde çaresizce dermansızca bir çıkmaz sokağa giriyordum. 

Bana bu yollarda düşmüş kalkmış bu yollarda yürümüş bir Dost gerekti. Aklımı gönlümü dünyadan çözüp Allah'a bağlayacak iyiliği doğruluğu güzelliği telkin edecek bir Dost... Kur-an ı Kerim ve sünnet-i seniyyenin, ehli sünnet ve selef-i Salihinin, her biri gökteki yıldızları kıskandıran Ashab-ı güzinin yer yüzünün direkleri misali olan salih kimselerden olduğuna hüsnü zann ettiğimiz kâmil zatların... Onların izinden yürümek istedim zira her adımımda sükûnet bulduğumu hissediyorum. 

Her yerde Dost kelimesinin altına güvensizlik yazıyor. Haberleri malesef ben de izliyorum. Allah cc kimin sahtekâr kimin Dost olduğunu kulların aklına kalbine duyurmaktan, velev ki kulu saf bir niyetle yanlış insanlara takılıp onların peşinden gidecek olsa bile onları şefkatle geri çekmekten aciz değildir. Allah buna kadirdir cc. Yeter ki kulun niyeti yalnızca ALLAH CC olsun. Hasılı, içimden bir ses diyor ki 

"Aklın yolu da Kalbin yolu da Bir'e işaret ediyor."

Allah yoldan şaşırtmasın. Sıratı müstakimden Allah cc katında doğru olan yol her ne ise o yoldan ayırmasın. Allah kalplerimizi hidayete erdikten sonra kaydırmasın ve dini üzerinde sabit kılsın. 

Sana dilim döndüğünce iyileri, doğruları, güzelleri anlattım okurum. Okuduğum hadis-i şerif, kalemime bunları akıttı şu dakikalarda. Allah'a emanet ol. Hadi selametle...

FATMA ZEHRA AKYİĞİT FZA 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN

DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)

İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...