17 Aralık 2020 Perşembe

KALEMİMDE AĞRIYAN YANIM


aklımla kalbimden düşenlerdi 
kalemimde ağrıyanlarım...
FZA

Hep destan yazardım ya ne varsa çıksın diye içimden. Görünür olsun diye çıkan ruhum... Kördü ya hani herkes! Yaza yaza büyüdü kelimelerim herhalde, komediye geel, az yazdım öz olmuş mu? Gören oldu mu ruhumdan çıkan canımı? Aynamdan silinirken bedenimi, kapanırken gözlerim şişerken her yaşıyla...

Anlamsız geliyor değil mi size, birbiri ardınca içilip intihar edilir gibi ilaç sözlerim? Şifa olur şifa, bilemezsin. Yalnız değilsin evlat! İçindeki mezarlıkta kaç tane sen, teslim ettin emaneti, sahibi olmayanlara? Öyle kesilir işte kelimeler her harfin bileğine birer çizik! 

Biliyorum, yaşamak istiyorsun deli gibi!  

Böyle bir dünyada da ancak deliler yaşar gibi zaten iyi mi :) eyvallah.

Bırakın deli yanımla sizin dünyanızda yaşayayım, akıllı yanımla kendi dünyamda öleyim. Bırakmasanız da sorun değil, deli yanımla da içime kaçarım, aklımdan kalbimden iyisini mi bulucam?! Buluruz buluruz onu da buluruz evlat sen az daha gel hele kalemime yaklaş dinle hele bir sus da...

Ben aklımı da kalbimi de Allah'a varan yollara satmışım hem de beleşe! Sen düşün kendi kıymetini kaç parasın kaç paralıklara satıyorsun kendini? Benim şah damarımdan yakınım seni bile var etti n'aber? Biricik Yaradanıma varan yollarda kurban (anladın sen) olmayım mı ben? Övün dur sen 'ben' diye diye egonu kışkırt bana ne?! 

Ama sen dur az daha. Sen sen hâlâ yazıyı okumaya devam eden evlat!

Bunca karmaşık yazdığım hâlde hâlâ buradaysan seninle yürüyecek uzun yollarımız var. Bana da senin gibi aklıyla kalbini emanet bilip emanetin Sahibine sadık kalan azıcık deli içi fazlaca dolu evlatlar lazım. Ne mi yapacağız? 

Hiçbir şey. Sadece susacağız. Ve sarılacağız böyle uzaktan uzağa. Sen kimsin ben kimim bilmeden. Hissederek işte. 

Yeri gelecek, aklımızla kalbimizden kalemimize bizzat düşüp ağrıyacağız. Okuyarak yazarak süreceğiz merhemi, düşünerek anlayarak yapıştıracağız yara bandını, sorgulayarak kabullenerek gerekirse itiraz da edip şahlanarak saracağız kırıklarımıza imanımızı... 

Acımız dinecek mi Allah Kerim.

Kaç yazar ki? Alışık değil miyiz biz zaten akıl ağrılarına kalp ağrılarına insan ağrılarına? 

Çok dövülmüş sokak çocuğunun yumruğu acımaz acıtırmış... 

FATMA ZEHRA AKYİĞİT FZA 







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN

DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)

İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...