11 Aralık 2020 Cuma

KALEMİM DOST (1)


Canım kalemim. Sen iyi ol olur mu? Ben her ne kadar sana içimin almadıklarını yazdırsam da sen içini ferah tut. Herkes terk etse de bir gün seni, ben buradayım ölünceye kadar. Herkes bir kere okuyup geçse bir daha da dönüp yüzüne bakmasa da yazdıklarının, ben seni başa sarıp okurum yıllanmış şarkılar gibi. 
Hiç bıkmadan yazıyorsun ya... Susup sarılıyorsun ya içime, seni çok seviyorum kalemim. Hani olmasın da, eğer bir gün olur ya, kafam atar da bırakırsam seni, kabrimi ziyarete gelirken bana gardenya getir olur mu? O çiçeğin kokusunu seviyorum. 

Kalemim!

Zaman zaman kendimi öyle bir başına hissediyorum ki bırakasım geliyor her şeyi. Her şey beni bırakıyor zihnimde. Onlar beni bırakmazdan evvel ben bırakıyorum onları bir koşu. Ve koşup yine sana geliyorum. Ben seni bıraksam bile sen benimle kal olur mu? 

Kalemim! 

Bazen öyle çok duygu ve düşünceler hücum ediyor ki!.. Önce bir uğultu sonra da derin bir suskunluk kopuyor içimde. Bunu nasıl ifade edebilirim başka türlü bilemediğimden karanlık oluyor hep şiirlerim. Birbirine dolaşık incecik oya ipleri gibi, ucu nerede sonu nerede belirsiz, Arap saçı! Duygusuzlukla bile suçlayanlar oluyor şiirlerimi. Aşırı duygusal olmakla da suçlanıyorum zaman zaman. Bense kendimi hissiz görüyorum çoğu zaman. Koronanın sosyal mesafesini aratmayan bir uzaklıktayım içimden dünyaya. Mesafeli olduğum kadar da meyyal... Ne anladık bu işten değil mi kalemim?! 

Biraz da dertleşelim hadi...

Ben bir şeyler başarmak için gayret eden insanlara yardım etmeyi destek olmayı çok seviyorum. İçimden gelerek yardımcı olmaya da çalışıyorum. Fakat insanlar farklı farklı. Bazıları kesinlikle yardım kabul etmek istemiyor. Bazıları yardım edeni enayiliğinden yardım ediyor zannedip onun iyi niyetinden daha fazla faydalanmayı fırsat biliyor. Bazıları kendisine yardım eden, kendi fikir ve görüşleriyle aynı düşünmeyen biri olduğu için o yardıma ihtiyacı olsa bile kabul etmiyor. Bazıları yardım edenin iyi niyetinin altında bir kötülük olabileceğinden şüphe duyarak bu yardımı kabul etmiyor. Bazıları yardım kabul etmeyi zayıflık olarak gördüğünden, sadece yardım eden olmayı tercih ediyor. Bazıları kendisi de beklentisiz yardım eden biri olduğundan, kendisine verilen yardımı da kabul edebiliyor... Ooo çeşit çeşit. 

Sence böyle gücüm yettiğince, ben istediğimce ve sınırsızca iyi bir şeyler başarmaya gayret eden insanlara yardımcı destekçi olmak istemekle hata mı ediyorum? Bence değil. Artık içimden geleni yapmaya sözüm var kendime. Artık insanların, benim yaptıklarıma mukabil nasıl tepki verdiğini birinci sırada tutmayacağım. Sadece saygı duyarım o kadar. Yardım istemeyene zorla yardım edemem ya. Etsem dahi o bundan fayda görmez. Olumlu ya da olumsuz bir yargıya da giremem bu insanlar için. Çünkü insanlar kendi kararlarını verebilmeli böyle konularda. Ve ben de en azından insanların tercihlerine saygı duyarak, onların 'kendi' olmalarına destek olmuş olurum. Tamam. Çözdük meseleyi. teşekkürler kalemim :) 

Biliyor musun, hiç lüzumu yok şu dünyanın kaygılarının. Ne geçmişine ne geleceğine... Tek bir soru sormak elzem. 

HAKİKAT?

İnsan inandığı gibi yaşamaya her nefesinde gayret etmeli ancak inandığı gibi yaşayamadığında inandığını da terk etmemeli. Sadakat dürüstlük güzel niyet... Bunlar önemli kalemim. İnandıklarıma ters düştüğümde nefsimin peşine takılıp, kendime cezalar yağdırasım geliyor. Gerçekten de hüküm koyuculuk ancak Allah'a yakışıyor yeminle kulluk da insana... 

Bu kadar. Bugün bu kadar yazmak istedim kalemim. Seninle konuşmak iyi geldi. İyi ki varsın. 

FATMA ZEHRA AKYİĞİT FZA

















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN

DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)

İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...