Sorular Hayattır. Ne kadar da çok cevap yaşadık. Yanlış sorular sorduk kimi zaman hiç ummadığımız cevapsızlıklarla boğuştuk. Yok, hayır, edebiyat parçalamaya hiç niyetim yok. Gördüm ki yaşamayı seviyoruz hepimiz. Bir ayağımızın mezarda olduğunu da adımız gibi biliyoruz. Gülü gülistanı da, dikenin battığı yeri kanattığını da çok iyi biliyoruz. Sitemlerimiz nazımızdan, öyle yorgunluğumuza bakmayın, şikayetlerimiz hep şundan bundan. Razıyız hepimiz. Buna mecbur oluşumuzdan da değil, bizzat tutkuyla bağımlısıyız hayatın da ondan...
Ne alaka şimdi ne geveliyorsun söyle de kurtul diyorsunuz :) eyvallah.
Sorular diyorum. Çok cevap yaşadık sorusu kayıp. Çok sorular verdi hayat bize cevapları kayıp. Çok hazır cevaplar gördük tanıdık da, biz, emek verdik alın terimizle emek verdik be her ânımıza. Öyle demeyin, haksızlık etmeyin; hâlâ nefes alıyor olmak büyük zafer muhteşem bir huzur. Şükredilesi bir şey bu yaşamak, emin olun. Kim demiş mutlu olduğunu ispat etmek için gülmek farz! Kim demiş hüzün haram diye! Yalan. İsterseniz inanmayın ve ölmeyi dileyin, hadi, durmayın deneyin! Sadece bir dakikacık bekleyin. Dinleyin, size bir yol göstereceğim. Bir soru sorun hayata. Ve o cevabı almadan pes etmeyin. O cevabı alın, sonra ne yaparsanız yapın.
Soru şu...
.
FATMA ZEHRA AKYİĞİT
FeZA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder