Ah canım okurlarım, çoook uzun zaman oldu bu blogta yazmayalı. Nicedir kendi defterimde kendime yazıp duruyorum bir şeyleri. Bazen de bizim Bişnev Dergi'de gel-gitlerimi (kurallıca :) , 24Okurda Tramvay Durağını (yine biraz kurallı) vb. yazıyorum. Ama hiçbir dergide yazdıklarım bana burada öyle taktiksiz kuralsız bam bam yazarken rahatladığım kadar sıcak samimi hissettirmiyor. Canım defterim iyi ki var. Bir de bu blog, iyi ki var; kendime ve hayata yönelmek için gitmek istediğimde gidebildiğim, dönmek istediğimde yine aynı sadakatle bana kucak açan bu blog. Sadece FeZA'nın kalemini merak edip paylaştığım kadarıyla tümm yazılarımı google'ın her bir tarafından araştırıp bulup okumak isteyen çılgın okurlarımın olduğu bu blog (sahi öyle bir ademoğlu bu yeryüzünde yaşamıyor olmalı :) Yeniden başlamak ve kuralsızca, kim ne düşünür umursamadan yazmaya devam etmek istiyorum. Çok şey değişti. Konuşuruz. Hadi Allah'a emanet ;)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
YENİ YAZIMI OKUMAK İSTİYORSUN
DEĞİSİR İNSAN ZAMAN VE MEKÂN (32)
İnsanın kelimesi kalmaması nasıldır bilir misin? Bilirsin elbet. Birçok kereler yaşadın böyle zamanları. Ve inanırım, senin imtihanın da sen...
-
Yükseklere tırmanır, tırmanırsınız. Tam güneşin neşesi yüzünüze dokunmaya başladığı sırada hevesiniz kaçıverir, bacaklarınızı zayıf hissetme...
-
Bir özel yazıma daha hoş geldin kıymetli okurum. Bugün, neden özel yazmak istedim biliyor musun? Kafamda o kadar sıkışık bir düşünce traf...
-
Cevabını bilip de ısrarla sordukların vardır Bazen bildiğin halde anlayamadığın cevapların… Anlamazdan geldiklerin vardır Bal gibi de anladı...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder