"Herkes de aynılaşıyor gözümde-gittikçe- geldikçe- değişse de insan zaman ve mekân- aynı- kalıyoruz işte var ve yok"
.
"Yalnızlık soğur canı çekik bedenimde
Yanar alevlerce ağır başımda gözlerim
Yorgun hissediyorum bugün kendimi
Mevsim beyaz
Ellerim buzdan kemik gibi
Batıyor parmak uçlarım kalemime
Kanı ılık akıyor damarlarımın
Kaynamıyor genç bir aşığınki kadar
Donmuyor da
İhtiyarlamış hissediyorum göğsümdeki
Nef-e-si
Sekerat hâli bir susamışlık çöküyor
Şerbetim şehadet, kabrim tek kişilik
Toplu gömülüyor yaşayanların hepsi"
.
"Bir hisli görüş... Bakışlarıma çarpıp düşen kar tanesi gibi süzülerek inse ve yumuşakça erise dudaklarımda, aksa usulca yüreğimin en derinlerine tertemiz bir damla su gibi aziz- bir dost gibi ama değil. Zira benim kelimelerim afilli değildir gönül gözlüğü olmayana, sisli görünür..."
.
"Gökten yağar nazlı aklar,
Gözbebeklerin nerede?
Yağsın bakışlarından yüreğime şu fani aşk dedikleri
Kirpiğinden, karla karışık yağmur gibi
Islanır bir çiçek yol kenarında sırılsıklam
Nerede sağanakları beşerce hislerinin?
Yağ gözünü seveyim,
Yaş alsın ömrüm ömrüne ilişik,
Açayım solayım seninle çiçekler gibi
Sesinle nağmeler gibi can bulayım
Aşık falan değilim, sevdalı değilim...
Meçhul bir yâr nasıl sevilir?
Deli derler insana, kul aklım nerelerde?
Gitmedim diyorum kendimden de nicedir
Kaldım mı bilmiyorum bite bite-
Azaldıkça azalıyorum
Olmayan yâre yazılır mı şiir?
Yazmak istiyorum"
.
"Çek içine bir tomar nefes gibi
yazmak istediğin ne varsa
Demlensin çay gibi içinde kalanlar,
meraklanma
Gözlerinde buharlanıyor taşanlar,
sesinde çatallanıyor
Çek içine duman gibi
anlatmak istemediklerini
Küllensin yıllar gibi,
ölüne toprak olsun
Yanaklarından sarkıyor
taşıyamadıkların,
alnında çizgileniyor
Saçlarında ağarıyor zaman,
gün de ağarıyor şafaktan
Sinende kararıyor bulutlar,
yağmur nazlanıyor yanağında
Ayaklarında toz bırakıyor kaçışlar"
.
"Yaşamak bir suç gibi yapışmak zorunda mı yakamıza?
Kur-an'ın affedişiyle bir nur gibi yakışmaz mı ahvalimize?
Yaşamak bir alacaklı gibi dayanmak zorunda mı kapımıza?
Allah'ın nasibiyle bir lütuf gibi yakışmaz mı sol yanımıza?
Yaşamak bir kafes gibi hapsetmek zorunda mı bizi?
Kuşlar gibi hür, uçurmaz mı bir ömür gözbebeklerimizi?
Yaşamak sende nefes gibi huzur doldurur içime yâr
Kavuşmak yazılmış mıdır deftere Hak bilir
Bir sıcak çay gibi ısıtır yüreğimi hayalin,
İçinde adın geçen dualarım dahi "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder